Gıcık

Perşembe günü Atakan Hoca'nın dersine girmeden Tuncay'la karşılaştım, dersi 2 saat sora başlıycakmış, naapsam neetsem diyodu. Önce MSN'deki "bir sorun varsa cevabını almak için takla atmalısın!" tavırlarından dolayı kendisine ne kadar gıcık olduumu sölemek için gülmemi bastırmaya çalıştım, (gördüüm anda gülme tutan bitakım insanlar var, Tuncay da dahil) içimi döktükten sonra isterse oyalanmak için bizim derse girmesini söledim. 


 Hocayı beklerken ortaya çıktı ki Tuncay'ın o dersten bisürü tanıdığı varmış. Bi kızı gösterdi bana "Tanıyo musun?" dedi, ismini biliorum bitek dedim. Kızı dürttü bu, beni göstererek "Sana sinir oluyomuş" dedi benim için. Ben de kız heralde Tuncay'ı iyi tanıyodur, ciddiye almaz filan diye düşünüyorum. Kız felsefik çıktı, bana dönüp "Olabilir, insanlar, çeşit çeşit, çok doğal" filan demeye başladı ne kadar umursamadığını da devrik gözleriyle ve tavırlarıyla belli etmeye çalışarak. Ben şaşırıp, "Bi dakka, inandın mı?" dedim. "Yani neden olmasın" filan dedi. Tuncay'ı tebrik ettim, bi de inanıcak birine söylüyo diye. 

 Sonra başka bi kızı gösterdi ki bu kızla bikaç sene öncesinden azıcık muabbetimiz var ve hep hoşuma gitmiştir. Tanıyıp tanımadıımı sordu. Sonra onu da dürtüp beni göstererek "Sana uyuz oluyomuş." dedi manyak. Kız da mahsun mahsun "yaani olabilir" demeye başlıyodu ki "Yahu niye hemen kabulleniyosunuz, aaa!" diye isyan ettim. Sonra kız akıllı çıktı, Tuncay'a ayarlar verdi. Biz tanıştıımızda kendisinin protein olduundan filan bahsetti.

 Sonra Tuncay dersimize girdi, hoca tek tek sunum için kaldırıyodu bizi, ben kalkarsam Tuncay karşımdayken kesin gülüncek bişey yapar ve dikkatimi dağıtır diye stres oldum durdum. Dersin sonunda koca sınıfta kaldırmaya vakti yetmediği 3-4 kişiden biri oldum. Halbuki çok eylenceliydi sunumlar, içimde de kalmadı diil.

 Bööle yani, gördüünüz gibi Perşembe bitiyo, muabbeti bitmiyo. :P

0 comments: