Clooney

Sabah saatin alarmına dayanamadım, 5 dakika sonra uyanmak üzere kapadım, ama sinir bozucu sesini tekrar duymamak için (ya da bilinçaltımda uyuyakalmak istediğim için) snooze'a basmadım, kendim uyanırım dedim. Sonra bütün bunları unuttum, bilincim her sivrildiinde "oley daha alarm çalmadı" diyerek uyumaya devam ettim. Yarım saat geç kalktım. Rüyalarımın iğrenç olduğunu hatırlıyodum ve rüyamın son sahnesindeki müzikalde bir sürü insan zıplayıp dansederek şöyle bir şarkı söylüyolardı: "There's no other George Clooney. No, not at all. There's no other George Clooney. No, not at all. There's no other George Clooney. No, not at all."

 Giyinirken ederken rüyamın tamamını hatırladım. Annemle şiddetli bir kavga ediyoruz ve ben muhteşem argümanlarımı peşpeşe sıralıyorum, sürekli üstüne gidiyorum, içimde hiçbişey kalmasın istiyorum. Ben konuştukça annem hastalanıyo ama ben tartışmaya kapıldığım için bunu algılayamıyorum. Sonunda annemin artık ölmek üzere olduğunu farkediyorum ve hemen vıdıvıdıyı bırakıp onu ne kadar çok sevdiğimi söylemeye çalışıyorum. Ama bir türlü ulaşamıyorum. Bu sefer sevgi sözcükleri birikiyo içimde, onları söylemessem patlıycak gibi oluyorum, tam sesimi anneme ulaştırabiliceim sırada kaybediyorum annemi.

 Sonra üstünden yıllar geçiyo, kaybettiğim kişi hem annem, hem babam hem de Denizcan'mış. Üzgün üzgün gezerken bi müzikale giriyorum, yarısı tiyatro yarısı sinema formatında. Son sahnesinde George Clooney çok üzgün ve Cate Blanchett ona doğru koşuyo, ona ihanet etmediğini, arkasından iş çevirmediğini söylemeye çalışıyo. (ki Cate Blanchett dedikleri aslında Terminatördeki Riley) Tam kanıtlarını sunucakken arkasından vurulup yere seriliyo. Sonra bi dolu adam "There's no other George clooney. No, not at all" şarkısını söylüyo.

0 comments: