Efendim, ilkokulda birgün sınıfça Sarı Zeybek izletilmiştik ve sonrasında çocukluğumun kabus kısmı başlamıştı. Gündüz vakti bile yalnız kalamıycak kadar etkilenmiştim belgeselden, annem çamaşır asıyosa balkonda, yemek pişiriyosa mutfakta takılıyodum. Bütün gün, gece dişimi fırçalamak için evin arka kısmına yalnız başıma gitmem gerekecek olan anı korkuyla bekliyodum filan. İşin kötüsü kısa filan da sürmemişti bu dönem. Salonda uyuyo, annemler yatarken de annemlerin yatağına yatırılıyodum. Ola ki ben uyuyunca beni önceden yatağa götürmüş ve salonda oturmaya devam etmiş olsunlar, ben de uyanıp kendimi yatakta yapayalnız buliyim, salona koşup kıyameti koparıyodum. Psikologları daha 2. seansta "iyileştim" diye kandırdığım için onların da bir faydası olmuyodu.
Sandwich: Zaten ilkokul 5'teyken babam bigün mutlu mutlu gelip, kardeşim olacaını söylediinde de ilk tepkim "olamaz, hayır, ben sizi hiç yalnız bırakmadım ki!" demek olmuştu, acayip bozulmuştum. Sonra aldırması gerekti zaten annemin. Ona daha da çok üzülmüştüm.